Çözümler
Kurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS) Nedir?
Toplumlar, sanayileşmenin kendi sorunlarını doğurmaya başladığı ilk yıllarından günümüze
kadar, hızla artan çevresel, sosyal, ekonomik, kültürel hatta siyasi sorunlarla karşı karşıya
kalıyor. Bu sorunlarla baş edebilecek resmi örgüt ve devletlerin yanı sıra, beşeri ve ekonomik
kaynakları barındıran işletmeler ve Sivil Toplum Kuruluşlarının (STK'ların) bu rolü devletle
paylaşmaları gereksinimi her geçen gün artıyor. Kurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS),
kurumların genellikle faaliyet gösterdikleri alanlarda (çevre, sağlık, eğitim, vb.)
gerçekleştirdikleri projelerle karşımıza çıkıyor.
Araştırmalar, KSS'nin, markanın itibarı, bilinirliği ve tercih edilirliğine doğrudan etki ettiğini
gösteriyor.
Proje yürüten bir şirketin, satılan üründen elde edilen gelirin belirli bir kısmını projeye
aktaracağını duyurması, o ürünün tercih edilirliğini, çalışanlarının projede bizzat yer
almalarını sağlaması ise, çalışanların aidiyet duygularını artırıyor. Yanı sıra bir şirketin,
kurumsal sosyal sorumluluğunu yerine getirmesi demek, tüm paydaşlarına (çalışanlar,
müşteriler, tedarikçiler, ortaklar, bulunduğu çevre, yatırımcılar vb.) ve çevreye karşı
tamamen sorumlu olması ve tüm kararlarında bu unsurları göz önünde bulundurması
anlamına geliyor.
Özetle KSS, hem şirkete hem topluma kazandırıyor.
Günümüz ekonomik koşullarında, şirketlerin yerine getirmeleri gereken unsurlar ekonomik,
hukuki, etik ve sosyal olarak sıralanıyor. Sonuç olarak KSS, sürdürülebilir kalkınmanın olmazsa
olmaz unsurlarından biri olarak kabul ediliyor.
- Neden KSS Yapmalıyım?
- Çalışmalarımız
- Proje Tasarım ve Yönetim Desteği
- Proje Eğitim Desteği
- Sizin için tasarladığımız proje
Günümüzde sosyal girişimcilik uygulamaları olarak da tanımlanan KSS projelerinin, işletmelere sağladığı faydalar incelendiğinde, sosyal kimlik oluşturma, rekabet üstünlüğü elde etme, şirket bağlılığı yaratma, itibar sağlama ve markalaşma konularının başta geldiği görülüyor.
Küresel dünyada üretim ve tüketim ilişkileri evrimleşiyor. Tüketici algısını yönetebilmek, markalar açısından hayatta kalabilmenin ve ilerlemenin temel şartlarından birisi haline geliyor. Söz konusu değişken, insan algısı olunca, tüketiciye ulaşmak için artık klasik reklam ve pazarlama stratejileri yetersiz kalıyor.
Günümüz toplumlarında geçerlilik bulan bu bakış açısı, eğitim, sağlık, çevre, çocuk ve engelli bireylerin sosyal hayata katılımları gibi geniş kesimlerin yaşamını ilgilendiren konuları ön plana çıkarıyor. Marka algısını etkileyen 'etik değerlere sahip olan ve toplum yararını gözeten şirket' teması, artık önem sırasında oldukça yükseklerde yer buluyor. Farklılaşan gereksinimlerden dolayı eğitim, sağlık, çevre ve çocuk konuları bile, birçok alt dala ayrılıyor. Bu nedenle, her kurumun özel hedefleriyle uyumlu projeler yaratmak mümkün oluyor. Buradaki en önemli nokta, yapılan KSS projelerinin sahada yaşanan gerçek ihtiyaçları kapsar nitelikte tasarlanmış olmasıdır.
*Sosyal Etki Raporu: Projenin beklenen çıktılarına ulaşıp ulaşmadığının ölçülmesini ifade eder. Zaman faaliyet planı, bütçenin uygun kullanımı, ulaşılan kişi sayısı, projeyle yaratılan etki düzeyi, hedef kitle algısı gibi gerçekleşen durumlara yönelik yapılacak kontrolleri içeren rapordur.
2.Sürdürülebilir olur,
3.İnsan haklarına ve farklılıklara saygılıdır,
4.Beklenen çıktıları sosyal kalkınmaya destek olur,
5.Tüm paydaşlarda olumlu bir etki yaratır,
6.Her statüden kurumun uzmanlık alanında faaliyetler üstlenmesini sağlar,
7.Ortak aklı benimseyerek kolektif bilince değer verir,
8.Toplumun değer yargılarına hassasiyet gösterir,
9.Demokratik ve erişilebilirdir,
10.Uygulama sonrasında, konusu ne olursa olsun sivil birey ve sivil toplum felsefesinin tüm sosyal kurumlara yaygınlaşmasına destek olur.